Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı, terör örgütü PKK'nın varlığına ilişkin önemli bir karara imza attı. Yapılan başvuru, Türkiye'nin terör listesinde bulunan PKK'nın bu listinge karşı yaptığı itirazları içeriyordu. Ancak mahkemenin son kararında, PKK'nın terör örgütü olarak tanınmasını haklı bulan tespitler korunmuş oldu. Bu karar, hem Avrupa'da hem de Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.
PKK, Avrupa Birliği ülkelerindeki yargı mercilerine yaptığı başvurularda, kendisini terör örgütü olarak nitelendiren açıklamaların siyasi ve hukuki temellerinin olmadığını savunmuştu. Örgüt, uluslararası sözleşmeler ve insan hakları çerçevesinde belirli bir ulusal mücadele kapsamı içerisinde değerlendirilebileceğini öne sürdü. PKK'nın avukatları, örgütün bir terör grubu olarak gösterilmesinin, Avrupa'daki bazı devletler tarafından yürütülen siyasi bir kampanyanın parçası olduğunu ifade ederek, bu durumu eleştirmişlerdi. Ancak, AB Adalet Divanı, verilen bu itirazların yeterli bir dayanağa sahip olmadığına karar verdi.
AB Adalet Divanı'nın vermiş olduğu bu karar, birçok anlamda büyük bir önem taşıyor. Öncelikle, PKK'nın terör örgütü olarak kabul edilmesi, Avrupa'nın güvenlik politikaları açısından da büyük bir halt taşıyor. Bu değerlendirme, ilgili örgütlü suçlarla mücadele için atılacak adımlara zemin hazırlaması bakımından da önem taşıyor. Ayrıca, bu karar, Türkiye'nin Avrupa ile olan ilişkilerinde de önemli bir parametre haline gelecek gibi görünüyor. Türkiye, terör ile mücadelesinde Avrupa'nın desteğine ihtiyaç duyduğundan, bu tür kararların Philipine etkileri olacaktır.
PKK, uzun yıllardır Türkiye’de ve Avrupa’da şiddet eylemleri gerçekleştiren bir örgüt olarak biliniyor. Avrupa'daki birçok ülkede, PKK'nın yanında farklı ideolojik gruplar da benzer şekilde hareket ederken, bu grupların onları destekleyip desteklemeyeceğine dair tartışmalar kapsamlı bir şekilde devam ediyor. AB Adalet Divanı’nın kararı, bu tür tartışmaların daha da derinleşmesine yol açacak gibi görünüyor. Her ne kadar bazı Avrupa ülkelerinde PKK'nın destekçileri bulunsa da, AB Adalet Divanı’nın bu kararı, ilgili ülkelerdeki ulusal güvenlik politikalarına da bir yön vermesi bakımından değerlendiriliyor.
Sonuçta, AB Adalet Divanı tarafından verilen bu karar, PKK’nın terör organizasyonu olarak kabul edilişini bir kez daha pekiştirdi. Bu durum, hem terörle mücadele açısından hem de uluslararası ilişkilerde çok yönlü etkiler doğuracaktır. Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerinin geleceği ise, bu tür hukuki kararlarla şekillenecek görünmektedir. Öte yandan, kararın Avrupa’daki pek çok ülke için de emsal niteliği taşıdığı ve bu süreçte diğer benzer oluşumların durumunu da etkileyeceği belirtiliyor.