Son günlerde artan aile içi şiddet olayları, toplum üzerinde derin yaralar açmaya devam ediyor. Bu kez, genç bir çiftin trajik hikayesi basında geniş yer buldu. Bir adam, eşiyle yaşadığı anlaşmazlık sonucunda onu katledip ardından intihar etti. Olay, hem cinayetin hem de intiharın neden olduğu çarpıcı toplumsal sorgulamaları gündeme taşıdı.
Olay, geçtiğimiz günlerde bir apartman dairesinde meydana geldi. İddialara göre, 35 yaşındaki Ahmet K., eşinin kendisine karşı olan tavırlarından rahatsız olmuş ve bir süre sonra bu rahatsızlık katlanılmaz bir hal almış. Komşularının ifadesine göre, çift sık sık tartışma yaşıyordu ve bu tartışmalar giderek daha da şiddetli hale gelmişti. Geçtiğimiz Cuma günü yaşanan korkunç olayda, Ahmet K. eşi Zeynep K.’yi boğarak öldürdü. Ardından, yaşadığı suçluluk duygusuyla çıkmaza girdi ve intihar etti.
Olayın ardından evin yakınında bulunan tanıklar, cinayetin ardından yaşanan kaosu şöyle anlattı: “Bir anda sesler yükselmeye başladı. Önce bir bağırış, ardından derin bir sessizlik oldu. O an ne olduğunu anlamadık ama bir şeylerin yanlış gittiği belliydi.” Yapılan ihbar sonucunda olay yerine gelen polis ekipleri, Zeynep K.’nin cansız bedeniyle karşılaştıktan sonra Ahmet K.'nin intihar ettiği bilgisine ulaştılar.
Bu tür olaylar, ülkemizde giderek artan aile içi şiddetin ciddi bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Psikologlar, aile içi sorunların çoğu zaman göz ardı edildiğini ve buna bağlı olarak da trajik sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre, bu tür şiddet olaylarının önüne geçebilmek için öncelikle toplumda farkındalık yaratılması gerekiyor. “Her birey, öfkeyi yönetmeyi ve iletişim kurmayı öğrenmeli,” diyen uzmanlar, aile içi şiddete karşı mücadelede eğitimin önemine özellikle vurgu yapıyor.
Aile içi şiddetin yalnızca mağdurlarını değil, toplumun tamamını etkileyen bir sorun olduğunu hatırlatan uzmanlar, devletin bu konudaki önlemlerinin ve yatırımlarının artırılması gerektiğini vurguluyor. Zeynep K.’nin hayatını kaybetmesi, pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi. Ülkemizde kadın cinayetleri üzerine yapılan istatistikler, yıllar içinde ciddi bir artış gösterirken, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu da aşikardır.
Olayın gerçekleştiği bölgedeki kadın dernekleri, Zeynep K.'nin trajik ölümüyle ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek, aile içi şiddeti önlemek adına bilinçlendirme çalışmalarını artıracaklarını duyurdular. “Bir daha böyle bir can kaybı yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız. Eşleri katledilen veya şiddete maruz kalan her kadın bizim için özeldir ve onlara destek olmak bizim görevimizdir,” diyerek etkinliklerine ve bildirimlerine hız vereceklerini açıkladılar.
Son söz olarak, bu tür olayların önlenebilmesi için toplumsal bir sorumluluk duygusu oluşması ve herkesten destek alınması gerektiği ortada. Zeynep K. ve Ahmet K. durumu, toplumda var olan büyük bir sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Her bir bireyin, bu gibi sorunlar karşısında susmaması ve duruma el atması gerektiği unutulmamalıdır. Bu trajik hikaye, bir kez daha aile içi şiddetin ve toplumsal vicdanın ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor.