Ortadoğu’da dengeleri değiştirebilecek yeni bir iddia ortaya atıldı. İddialara göre Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ın suikastıyla ilgili olarak İran’ın doğrudan destek verdiği öne sürüldü. Bu iddialar, bölgedeki tansiyonu artırırken İran ve Hizbullah yetkilileri tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
İlk olarak bazı yabancı basın organlarında yer alan haberlere göre, Nasrallah’ın son dönemde hem iç hem de dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı, özellikle Hizbullah’ın içindeki bazı hiziplerle sorunlar yaşadığı biliniyordu. İddialar, İran’ın bu gerilimlerden faydalanarak Nasrallah’ın etkisini zayıflatmaya ve kendi çıkarlarına daha yakın bir isimle Hizbullah’ı kontrol etmeye çalıştığını öne sürüyor.
İran ve Hizbullah, uzun yıllardır stratejik müttefik olarak biliniyor. Özellikle Suriye iç savaşı ve İsrail’e karşı verilen mücadelede iki taraf da güçlü bir iş birliği sergilemişti. Ancak son dönemde İran’ın bölgede daha fazla kontrol sağlama amacıyla Hizbullah’ın liderlik yapısına müdahale etmeye çalıştığına dair söylentiler artmış durumda. Bu bağlamda, Nasrallah’ın öldürülmesinde İran’ın aktif rol oynadığı iddiaları, Ortadoğu’da geniş yankı uyandırdı.
Bazı analistler, bu iddiaların doğrulanması durumunda Hizbullah içinde büyük bir güç mücadelesinin patlak verebileceğini ve bu durumun bölgesel istikrarsızlığı daha da derinleştirebileceğini belirtiyor. Hizbullah’ın Nasrallah sonrası liderliğe kimin geçeceği konusunda belirsizlikler sürerken, bu sürecin İran tarafından manipüle edildiği yönündeki söylentiler, Lübnan içindeki mezhepsel ve politik dengeleri de olumsuz etkileyebilir.
Öte yandan, İran hükümeti ve Hizbullah kaynaklarından gelen ilk tepkilerde, bu iddiaların tamamen temelsiz olduğu ve düşman çevreler tarafından ortaya atıldığı savunuldu. İran, bu tür iddiaların iki ülke arasındaki stratejik ittifakı zayıflatma amacı taşıdığını belirterek, her türlü işbirliğinin devam edeceğini vurguladı.
Bölgedeki gerginliklerin artmasına neden olan bu iddiaların gerçekliği konusunda henüz somut kanıtlar bulunmasa da, önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerin yaşanabileceği ve konunun uluslararası arenada daha fazla yankı uyandırabileceği tahmin ediliyor.