İskenderun'un dar sokaklarında yer alan küçük bir dükkanda, 40 yılı aşkın bir süredir çakmak tamiri yapan bir ustanın hikayesi, sadece bu şehrin değil, tüm Türkiye'nin gözdesi haline geldi. "Çakmak doktoru" olarak bilinen Mesut Usta, iki metrekarelik bu minik alanda, sadece çakmakları onarmakla kalmıyor, aynı zamanda geçmişte yaşanmış hikayeleri de yaşatıyor. Malum, çakmak denince akla sadece ateş getiren bir alet değil; aynı zamanda anılar, dostluklar ve hatıralar geliyor. Dört yıl süren eğitimden sonra ustalığını geliştiren Mesut Usta'nın, çakmak tamiri üzerine olan yeteneği, gerçekten takdire şayan bir başarı hikayesidir.
Mesut Usta, 1982 yılında küçük bir atölye açarak meslek hayatına başladı. O günlerde çakmak yapımı ve tamiri oldukça yaygındı; ancak zamanla daha modern ve pahalı çakmakların ortaya çıkması, geleneksel çakmakların gözden düşmesine sebep oldu. Fakat Mesut Usta, bu durumu avantaja çevirmeyi başardı. Onun için çakmaklar sadece iş aletleri değil, insanların duygularını, anılarını ve karakterlerini yansıtan birer eserdi. "Bir çakmak, bir insanın hayatında önemli bir yer tutar. Onu onarmak, sadece bir iş değil, bir sevgi ve özveri işidir," diyor Mesut Usta.
40 yıl süren bu yolculukta, Mesut Usta'nın öğrendiği en önemli ders ise sabır ve azim oldu. "Elimdeki iş, bana hayat verdi. Her çakmak geldiğinde, onunla birlikte bir hikaye de geliyor. Benim görevim, o hikayeyi tekrar canlandırmak," sözleri, onun mesleğine duyduğu derin bağlılığı yansıtıyor. İlk başlarda birçok zorlukla karşılaşan Mesut Usta, dükkanını açtığı günlerde insanların ona güvenmediğini, tamir için getirilen çakmakların çoğunluğunun atıldığını hatırlıyor. Ancak zamanla, yetenekleri ve dürüstlüğü sayesinde müşteri portföyünü genişletmeyi başarmış.
Mesut Usta, çakmak tamirini bir sanat dalı olarak görüyor. Her çakmak, kendi içinde bir hikaye barındırıyor ve bu hikayenin yeniden canlandırılması için gerekli tüm becerilere sahip. Dünyanın dört bir yanından gelen farklı çakmak markalarıyla çalışmak, ona farklı kültürleri tanıma fırsatı da sağladı. Usta, bu süreçte birçok koleksiyonerle tanışma fırsatı bulmuş ve birçok eski çakmağın tarihine dair bilgi edinmiştir. "Benim için her çakmak bir eser. Onları onarmak, yeniden hayat vermek benim için bir zevk," diyor Mesut Usta.
İskenderun halkı, Mesut Usta'nın dükkanını sadece çakmak tamiri için değil, aynı zamanda sohbet etmek, hikayeler dinlemek ve anılarını paylaşmak için de ziyaret ediyor. Dükkanın duvarları, sıklıkla ziyaret eden müşterilerin getirdiği kartpostallarla kaplı. Her bir kartpostal, Mesut Usta’nın özenle tamir ettiği çakmaklarla birleşerek, dükkanın samimi atmosferini daha da güçlendiriyor. İnsanlar burada sadece bir çakmak tamir ettirmiyor; aynı zamanda geçmişlerinizi, hatıralarınızı, özlemlerinizi de paylaşma şansını yakalıyor.
Mesut Usta'nın dükkanı, sadece bir işyeri değil, aynı zamanda bir sosyal alan haline gelmiş durumda. Dükkanın önünde oturan ve sıcak sohbetlere katılan insanlar, onun hikayeleriyle geçmişe dönerken, geleceklerini de yeniden değerlendiriyor. Mesut Usta, "Bir çakmak, yaşamın önemini anlaştığı bir anlam. Bazen bir ateş, hayatınıza korkusuzca devam etmeniz için bir kıvılcım olabilir." sözleriyle, mesleğinin önemini bir kez daha vurguluyor.
Son yıllarda dijitalleşme ve hızlı teknolojik gelişmeler, birçok el işçisinin gözünü korkutsa da Mesut Usta için bu durum tam tersine bir fırsat doğurdu. Tecrübesinin yanında teknolojik yenilikleri de takip eden ustamız, sosyal medya platformlarında paylaşımlar yaparak genç nesillere ulaşma amacını gütmekte. "Yeniliklere kapalı olamam. Ancak köklü gelenekleri de unutmamalıyız. Gelecek için geçmişten ders almalıyız," diyor.
Son olarak, Mesut Usta'nın hikayesi, İskenderun'dan dünyaya yayılan bir ilham kaynağı. Kendi mesleğine olan bağlılığı, azmi ve insanlara olan sevgisi, gelecekte daha pek çok insana ilham vermeye devam edecek. Mesut Usta’nın küçük dükkanı, sadece bir çakmak tamir atölyesi değil, aynı zamanda geleneksel zanaatkarlığın en güzel örneklerinden biri olarak hafızalarda yer edecek.