Günümüzde birçok meslek, değişen sosyal ve ekonomik koşullar nedeniyle göz ardı ediliyor. Hızla gelişen teknoloji, dünya genelinde birçok iş alanını dönüştürürken, özellikle geleneksel mesleklerin temsilcileri pek çok zorlukla karşı karşıya kalıyor. İşte bu noktada, "mesleğin son temsilcisi" tanımı, geçmişteki değerleri yeniden sorgulamamıza neden oluyor. Gerçekten kimse artık bu işi yapmak istemiyor mu? Bunun yanıtı, karşılaştıkları zorluklardan tutun da sektörlerindeki değer kaybına kadar birçok faktöre bağlı.
Geleneksel meslekler, tarih boyunca insanlığın ihtiyaçlarına cevap vermiş ve kültürel mirasın bir parçası olmuştur. Ancak günümüzde, genç nesillerin bu mesleklere olan ilgisinin azaldığı bir gerçek. Özellikle kırsal kesimde yetişen bireyler, büyük şehirlerin sunduğu imkanların cazibesine kapılıyor. Bu durum, birçok mesleğin yok olmasına veya göz ardı edilmesine yol açıyor. İşin cazibesinin azalması, mesleğin son temsilcilerini daha da zor bir duruma sokuyor. İşte tam da bu noktada cesaret gösterenlerden biri olan Ahmet Usta, mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Ahmet Usta, babasından devraldığı geleneği sürdürerek, kaybolmaya yüz tutmuş el işçiliği alanında hizmet vermekte.
Ahmet Usta gibi bireyler, mesleklerinin değerini gösterme ve bu alanın tekrar popüler hale gelmesi için mücadele etmekte. Ancak şartlar onları son derece zorlayıcı bir noktaya getirmiş durumda. Gençlerin ilgisini çekmenin yanı sıra, mesleğin sürdürülebilirliğini sağlamak da büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Ahmet Usta’nın karşılaştığı temel sorunlardan biri, iş gücünün azalması ve hammadde teminindeki güçlükler. Aynı zamanda bu işin öğretilebilmesi için oluşturulması gereken sistematik bir eğitim programı da mevcut değil. El işçiliği gibi sabır ve emek isteyen bir meslek, günümüzün hızlı yaşam temposunda maalesef unutulmaya yüz tutmuş durumda.
Böylesi bir mesleğin temsilcisi olarak, Ahmet Usta, zorluklarla dolu bu yolda yalnız olmadığını vurguluyor. Geleneksel sanatların önemi üzerine farkındalık yaratmanın yanı sıra, bu alana ilgi uyandırmak için çeşitli projeler geliştiriyor. Fakat bu tür projeler, geniş kitlelere ulaşmakta yetersiz kalıyor. Mesleğin tanıtımını üstlenmek ve yeni nesillere aktarmak şart. Ve elbette, bu yalnızca aynı alanda faaliyet gösteren bireylerin değil, toplumun tüm katmanlarının ortak bir çabası ile mümkün olabilir.
Sonuç olarak, "kimse bu işi yapmak istemiyor" sorusu, yüzeyde doğru görünse de derinlemesine incelendiğinde birçok faktör ortaya çıkıyor. Ahmet Usta ve onun gibi düşünen bireyler, bu mesleği bir kenara itmeden, onu geleceğe taşımak için mücadele ediyorlar. Ancak bu mücadele, yalnızca bireysel bir çaba olmaktan öte, toplumsal bir kaynaşmayı ve dayanışmayı gerektiriyor. Kim bilir, belki de birkaç genç ellerini taşın altına koyarak, bu mesleği yaşatmanın yolunu bulabilir - gelecek, geleneksel mesleklerin yeniden canlanacağı bir dönemi işaret edebilir. Fakat öncelikle, bu mesleğin kıymetini bilmek ve onu yaşatmak için adımlar atmak gerekiyor.