Uyuşturucu maddeler, dünya genelinde hem bireylerin hem de toplumların karşılaştığı en büyük sorunlardan biridir. Prof. Dr. Oytun Erbaş, bu konuda yaptığı açıklamalarla uyuşturucunun vücudumuza ve zihnimize verdiği zararları gözler önüne seriyor. Zaman zaman merak ve eğlence uğruna denenen bu maddelerin, aslında çok ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu vurgulayan Erbaş, bu tehlikeleri konunun uzmanı olarak detaylı bir şekilde ele alıyor.
Uyuşturucu maddeler, vücutta pek çok olumsuz etkiye sebep olur. İlk olarak, merkezi sinir sistemini etkilemesi ile bilinen bu maddeler, beynin kimyasal dengesini bozarak ruh halimizi ve düşünce yapımızı olumsuz yönde etkiler. Uyuşturucular genellikle dopamin salgısını artırarak geçici bir mutluluk hissi yaratırken, bu çok geçmeden yerini ruh halinin bozulmasına, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal bozukluklara bırakır.
Ayrıca, sürekli uyuşturucu kullanan kişilerde fizyolojik sorunların oluşması da engellenemez. Kalp atış hızının yükselmesi, kan basıncının artması, bağışıklık sisteminin zayıflaması bu sorunların sadece birkaçıdır. Sürekli olarak maddelere maruz kalan vücudun, bu maddelere olan toleransı artarken, kullanıcı daha yüksek dozlara ihtiyaç duymaya başlar. Bu durum, kullanımın kontrolsüz hale gelmesine ve bağımlılığa yol açar. Uyuşturucu kullanımının yarattığı bu kısır döngü, bireylerin sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.
Uyuşturucunun neden olduğu psikolojik etkiler de en az fiziksel zararlar kadar endişe vericidir. Kısa süreli etkileri arasında zihinsel karmaşa, halüsinasyonlar ve zoraki davranış değişiklikleri yer alır. Uzun vadede ise, paranoid düşünceler, kişilik bozuklukları ve hatta intihar düşünceleri gibi ciddi psikolojik sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Prof. Dr. Oytun Erbaş, "Uyuşturucuya başlamak, insanın kontrolden çıkmasına neden olabilir. Birçok insan, bu maddelere başladığında kendisini aşağılayan düşünce ve duygularla baş etmekte zorlanır," diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Bağımlılık, her uyuşturucu kullanıcı için büyük bir tehlike teşkil eder. Bağımlılık, bireyin maddeleri kullanma isteğini kontrol edememesi durumudur ve bu süreçte önemli yaşam alanları zarar görmeye başlar. Aile bağları, iş hayatı ve sosyal ilişkiler, uyuşturucunun etkisi altında büyük bir darbe alır. Uyuşturucunun sağladığı geçici zevk, zamanla bağımlının hayatını tamamen kontrol edilmez bir hale getirebilir. Erbaş, bağımlılıkla mücadelede profesyonel destek almanın önemini vurguluyor.
Sonuç olarak, uyuşturucunun vücudumuza ve ruh halimize verdiği zararları göz ardı etmemek gerekiyor. Prof. Dr. Oytun Erbaş, "Sadık kalın, hayatınıza yön verin ve uyuşturucudan uzak durun," diyerek, bu maddelerden ne kadar uzak durulması gerektiğinin altını çiziyor. Uyuşturucuyla mücadelede farkındalığınızı artırmanın en iyi yolu ise, bu konuda daha çok bilgi edinmek ve çevrenizdeki insanları bu konuda bilinçlendirmektir.
Uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir diğer önemli nokta da, farkındalık yaratmaktır. Aileler, arkadaşlar ve toplum olarak, uyuşturucunun zararları hakkında açıkça konuşmalı ve gençlerin bu konuda daha eğitimli olmaları için gerekli adımları atmalıdır. Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın örnekleri ışığında, sağlıklı seçimler yapmak ve uyuşturucudan uzak durmak, herkes için bir yaşam tarzı olmalıdır. Unutmayalım ki, hayatın sunduğu birçok güzellik, sağlıklı bir zihin ve bedene sahip olmakla başlar.