Eski ABD Başkanı Donald Trump, İran nükleer programına yönelik 30 milyar dolarlık bütçeyi sert bir dille eleştirdi. Trump, bu durumun hem Amerika'nın ulusal güvenliğini hem de dünya barışını tehdit ettiğini belirtirken, İran’ın nükleer silah edinme çabalarını durdurmak için daha etkin önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Trump, bu tür yatırımların İran’ın bölgede daha da güçlenmesine ve istikrarsızlığa yol açacağına dikkat çekti.
Trump, yaptığı basın toplantısında, İran’a yönelik uluslararası yaptırımların yetersiz olduğunu vurgulayarak, “30 milyar doların İran’a verilmesi demek, onları nükleer silah üretme konusunda daha da cesaretlendirmek demektir. Bu para, Amerika’nın düşmanlarını beslemekten başka bir şey değildir.” dedi. Eski başkan, İran’ın nükleer anlaşma konusundaki ihlallerini hatırlatarak, ABD yönetiminin bu durumda daha sert ve kararlı adımlar atması gerektiğini savundu.
Ayrıca, Trump, mevcut Biden yönetiminin İran’la olan ilişkilerini eleştirerek, “Biden, İran’la yapılan anlaşmayı ve uygulanan yaptırımları gözden geçirerek büyük bir hata yapıyor. İran’ın nükleer silahlarına olan yakınlığını artırmak, sadece bölgedeki değil, tüm dünyanın güvenliğini tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamaların ardından uluslararası medya ve siyasi yorumcular, Trump’ın sözlerini geniş bir çerçevede değerlendirerek, İran nükleer meselesinin uluslararası güvenlik açısından ne kadar kritik bir noktada olduğunu vurguladılar. Birçok uzman, İran’ın nükleer kapasitesini genişletmeye yönelik her türlü adımının uluslararası toplum tarafından dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Trump’ın tekrar siyasi alanlara girmesi, önümüzdeki seçimlerde bu tür stratejilerin ne denli etkili olabileceği konusunda önemli bir tartışma başlattı.
İran yönetimi ise Trump’ın açıklamalarına yanıt vererek, nükleer programlarının tamamen barışçıl amaçlar için geliştirildiğini ve uluslararası anlaşmalara uygun bir şekilde sürdürüleceğini dile getirdi. Ülkede resmi olarak yapılan açıklamalarda, “Bize karşı yürütülen baskılara karşı duracağız ve nükleer teknolojimizi savunmaya devam edeceğiz.” denildi.
Sonuç olarak, Trump’ın 30 milyar dolara dair tepkisi, sadece İran’ın nükleer kapasitesi üzerindeki endişeleri gündeme getirmekle kalmadı, aynı zamanda uluslararası politikadaki tartışmaları da derinleştirdi. Siyasi analistler, bu durumun hem ABD içinde hem de uluslararası platformlarda çeşitli etkileri olacaktır. Önümüzdeki süreçte, nükleer politikalar ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde yaşanacak gelişmeler, dikkatle izlenmeye devam edilecektir.